Admin Admin
Mesaj Sayısı : 476 Yaş : 34 Şehir : Bursa Puan Ver : Kayıt tarihi : 04/09/08
| |
Admin Admin
Mesaj Sayısı : 476 Yaş : 34 Şehir : Bursa Puan Ver : Kayıt tarihi : 04/09/08
| Konu: Mrsic Röportajı Salı Eyl. 09, 2008 7:18 pm | |
| Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımızın Kaptanı Damir Mrsic, basketbol erkek takımımızın ana sponsoru Ülker'in resmi sitesi www.ulker.com.tr'ye bir röportaj verdi. Mrsic, basketbola ilk olarak ne zaman ilgi duymaya başladığı ile ilgili bir soruya, "Ben çok hiperaktif bir çocuktum. Annem ve babam enerjimi spora yönlendirmemi istedi. Hangi sporu seçeceğime karar vermemiştik. Ağabeyim basketbol oynuyordu, bir gün babamdan beni ağabeyimin idmanına götürmesini istedim. Basketbol, ilgimi çekti. Basketbolun dinamik ve keyifli bir spor olduğunu düşündüm ve bu spora başladım" yanıtını verdi. Kaptanımız Türkiye'deki basketbol macerasının başlayış öyküsünü ise şöyle anlattı: "Türkiye'deki basketbol maceram, Tuborg takımıyla başladı. 1995 senesinde Hırvatistan'da oynarken, askerlikle ilgili sorunlar yaşadım. Bu nedenle Hırvatistan'dan uzaklaşmam gerekiyordu. Tuborg ile görüşmeye başladım. Aslında o yıllarda buraya gelmeye çok sıcak bakmıyordum; Bosna'dan baktığınızda Türkiye, o dönemlerde doğru bir tercih gibi görünmüyordu. Yine de içimden bir ses Türkiye'ye gitmem gerektiğini söyledi. Tuborg takımıyla anlaşmaya vardık. Tuborg Başkanı Selçuk Yaşar ve Basketbol Şube Başkanı Cengiz Tekin beni İzmir'de Altın Yunus Hotel'e götürdüler. Oraya gittiğimde İzmir'e hayran kaldım. İzmir'i çok modern ve çok güzel buldum. 13 yıldır Türkiye'de yaşıyorum ve çok memnunum. Herhalde başka bir ülkede bu kadar huzurlu olamam. Türkiye, Bosna'dan çok göç aldı. Savaş zamanında Türkiye, Bosna'ya çok yardım etti. Türkiye'yi çok seviyorum ve basketbol kariyerime devam etmek istiyorum. Türk vatandaşı da oldum; hep burada yaşamak istiyorum. Arada sırada Bosna'ya gidiyorum; oradaki bağlantılarımı da koparmıyorum." Fenerbahçe Ülker'in durumunu son iki sezondur alınan şampiyonluğu ve takımın geleceği ile ilgili sorulan bir soruya basketbolcumuz, "Bir anket yaparsanız, Türkiye'deki oyuncuların birçoğu Fenerbahçe Ülker Takımı'nda oynamak ister. Fenerbahçe'de oynamaktan dolayı çok memnunum. Kaptan olduğum için de ayrıca mutluyum. İki yıldır şampiyon oluyoruz ve başarılı bir takımda kaptan olmak çok onur verici bir duygu… Üç yıldır taraftarlardan 'Yılın Basketbolcusu Ödülü'nü alıyorum. Başka bir takımda oynamayı düşünmüyorum." dedi. Mrsic, Rusya'da oynamış bir basketbolcu olarak Türk ve Rus basketbolu arasındaki farkları şöyle değerlendirdi: "Rusya liginde daha iri oyuncular var ve orada daha çok fizik gücüne önem veriliyor. Rusya soğuk bir ülke, Türkiye'de hem iklim, hem de insanlar daha sıcak. Son yıllarda Rusya liginde Avrupa'daki gibi taktiğe ve fizik gücüne daha çok önem verilmeye başlandı. Şimdi Rusya ligine yeni koçlar geldi. Rusya'da da artık Avrupa'daki kadar iyi basketbol oynanıyor."Kaptanımız, " Bir sporcu olarak sakatlanmalara karşı nasıl önlemler alıyor; sağlığınızı korumak için neler yapıyorsunuz" sorusuna ise "Sakatlık konusunda çok şanslıyım. Kariyerim boyunca hiç ciddi bir sakatlık geçirmedim. Sakatlık konusunda şanslı olduğum kadar disiplinliyim de… Yediklerime, içtiklerime dikkat ediyorum. Vücudumu dirençsiz bırakmıyorum; dinlenmeye zaman ayırıyorum. Disiplinli bir oyuncuyum. Kendime iyi bakıyorum, bu da sakatlanma riskini azaltıyor" yanıtını verdi. Sağlığına ve beslenmesine nasıl dikkat ettiğini ise Mrsic, "Sağlıklı ve dengeli beslenmeye özen gösteriyorum. Şekerli yiyecekleri tüketmiyorum. Türkiye'de o kadar güzel tatlılar ve yemekler var ki çok kolay olmuyor o lezzetlere hayır demek ama sporcu olduğunuzda, tüm bunlara dikkat etmek zorundasınız. Yağlı yiyeceklerden, asitli içeceklerden uzak duruyorum çünkü disiplinli olmak zorundayım" şeklinde yanıtladı. "Sıvı tüketimi herkes için gerekli olduğu kadar sporcular için ayrıca önemli; günde ne kadar ve ne şekilde sıvı tüketiyorsunuz" sorusuna ise Mrsiç, "Bolca suyun yanı sıra taze sıkılmış meyve suları içiyorum. Antrenmanlarda çok yorulduğumuz için su ihtiyacımız çok oluyor. Türkiye'de her mevsime uygun meyve bulunuyor. Rusya'da oynarken çok zorlanmıştım. Türkiye'de olduğum için çok şanslıyım çünkü her daim meyvelerin suyunu sıkıp içebilmek mümkün. Bir de şimdi makineler var; mesela havuçları makineye atıp, suyunu hemen içebiliyorsun" yanıtını verdi. Bir gün içinde nasıl beslendiği sorusuna ise Mrsiç şu yanıtı verdi: "Genellikle güne gevrek yiyerek başlıyorum. İdman öncesinde bir muz ya da başka bir meyve yiyorum. İdman sonrasında protein ve karbonhidrat ağırlıklı yemekler yiyorum. Örneğin; makarna ve haşlanmış kırmızı ya da beyaz et, bunların yanında da haşlanmış sebze yiyorum. Öğün aralarında ve öğünlerde taze sıkılmış meyve suları içiyorum. Akşam idmanından sonra da protein ağırlıklı besinler tüketiyorum."Takımdaki beslenme şekli ile ilgili olarak ise Mrsiç, "Kamp dönemlerinde diyetisyenlerimiz oluyor ve mönülerimizi belirliyor. Fakat genel olarak nasıl besleneceğimiz biz sporculara bırakılıyor. Keşke tüm hayata yayılan bir program uygulansa ve sporcular devamlı diyetisyen kontrolünde olsalar" dedi. Mrsiç, antrenmanlar ve maçlar sonrasındaki dinlenme programı ile ilgili olarak ise "Dinlenmek benim için çok önemli. Sıkı bir tempoda haftanın her günü çalışıyoruz. Başarılı bir oyuncu olmak için uyku saatlerinize özen göstermek zorundasınız. Geceleri çok geç yatmamaya, vücudumu dirençsiz bırakmamaya gayret ediyorum" şeklinde anlattı. Doktor kontrollerini ne kadar sıklıkta yapıldığı sorusuna ise "Fenerbahçe'de çok ciddi kontroller yapılıyor. Acıbadem Hastanesi ile anlaşmamız var. Ne durumda olduğumu anlamak için sık sık kontrole gidiyorum. Kulüpte yapılan kontroller dışında ben de çok titizimdir; iki ya da üç ayda bir check-up yaptırırım" diye cevapladı. "Gençlere beslenme ne gibi beslenme tavsiyesi verebilirsiniz" şeklindeki soruya Mrsic, "Ben sadece basketbolu değil, tüm sporlar aktivitelerini gençlere tavsiye ederim. Sağlıklı olmak için spor yapmak şart. Spor yapan gençler, hem daha disiplinli olur hem de kendilerini daha iyi hisseder. Ben basketbolu çok seviyorum ve bu meslek dışında bir meslek düşünemiyorum. Düşünsenize hem sağlıklı beslenip, spor yapıyorsunuz; hem de para kazanıyorsunuz. Basketbolcu olduğum için çok memnunum. Basketbolcu olmak isteyen gençlere kendilerine güvenmelerini, hırslı olmalarını ve çok çalışmalarını tavsiye ederim" şeklinde yanıtladı. "Özel yaşamınızda eğlence ile sağlıklı yaşam sınırını nasıl koruyorsunuz?" sorusuna Mrsiç, şöyle yanıt verdi: "Eğlencemiz sezonda sınırlı; arada bir etkinlikler oluyor fakat sezon içinde başarılı olmak için uyku düzenime, yeme alışkanlıklarıma ve idman saatlerime dikkat etmek zorundayım. Hiçbir eğlenceye katılmıyorum desem yalan olur ama sıklıkla evde olmaya çalışıyorum. Zaten bizim tatillerimiz iki buçuk ay, bu yüzden tatil yapmaya vaktimiz oluyor. Tatilde eğlenceye daha çok vakit ayırıyorum ama sezonda gece dışarı çıkmamaya özen gösteriyorum."Mrsiç "Günde ortalama kaç saat idman yapıyorsunuz? Basketbol dışında ilgilendiğiniz bir spor dalı var mı?" şeklindeki bir soruyu ise "Sporcu bir ruhum var; küçüklüğümden beri bu, hep böyle oldu. Tüm sporları takip etmeye çalışırım. Futbolu zaten takip ediyorum ama voleybol ve hentbolla da ilgileniyorum. Ben Bosna'da Spor Akademisi'nden mezun oldum. Hayatım sporla geçti bu nedenle tüm sporlara ilgi duyuyorum. Yüzmeyi, kayak yapmayı da çok severim. İdmanlarımıza gelince; saatleri değişiyor, genellikle sabah-akşam olmak üzere günde beş ya da altı saat antrenman yapıyoruz" diye yanıtladı. "Şu anda Türk basketbol liginde 38 yaşındaki tek oyuncusunuz. Sizce profesyonel anlamda basketbol kaç yaşına kadar oynanabilir?" şeklindeki soruya Mrsiç "Şu anda sadece oynamayı düşünüyorum. Sahaya çıktığım zaman heyecan duyduğum sürece hep basketbol oynayacağım. Özellikle Fenerbahçe'de sahaya çıktığımda çok mutlu oluyorum. 15 bin kişinin önüne çıktığınızda sahada heyecanlanmamak mümkün değil. Takıma katkı sağladığım sürece, basketbol oynayacağım. Vücudumun bu tempoya dayanamayacağını ve takıma katkı sağlamadığımı düşündüğüm gün basketbolu bırakacağım" dedi. Mrsiç kendisine yöneltilen "Türkiye'de basketbola yatırım sizce yeterli düzeyde mi? Sponsorluk için neler söyleyebilirsiniz" sorusunu ise şu şekilde yanıtladı: "Türkiye'ye 1995 senesinde geldim. O zamanlardan bugüne basketbol, büyük aşamalar kaydetti. Benim geldiğim yıl, ligde şampiyonluğa oynayan iki takım vardı. Şimdi basketbol çok daha gelişti. Ülker, Telekom ve Efes Pilsen basketbola daha çok yatırım yapmaya başladı. Artık ligde kimin final oynayacağı belli olmadığı için basketbol daha ilgi çekici hale geldi. Hızla gelişme gösteren basketbolun ileride çok daha iyi olacağına inanıyorum."Mrsic hobileri ile ilgili sorulan bir soruya ise "Aslında sporcu için motor sporları riskli bir hobi gibi gözüküyor. İzmir'de oynadığım dönemde başladı motor tutkum. İzmir'de motor kullanmak bana çok keyif veriyor çünkü orada trafik rahat; Foça'ya, Çeşme'ye motorla gitmek çok zevkli. İstanbul, motor kullanmak için hiç uygun bir yer değil. İzmir'de yazın sıcağında motorunuza binip, istediğiniz yere gitmek çok eğlenceli… İstanbul'da trafiğin yoğunluğu nedeniyle sadece belirli etkinliklere katılabiliyorum. Yazın İzmir'e gittiğimde daha sık motor kullanıyorum" yanıtını verdi. Kaptınımız son olarak "İyi bir yaşam size ne ifade ediyor? Kaliteli bir yaşam için nelere dikkat ediyorsunuz?" sorusunu ise, "Spor yaptığımda, kendimi iyi ve güçlü hissediyorum. Hayata karşı daha dayanıklı olduğumu düşünüyorum. Düşünsenize her gün idman yapıyorsunuz, antrenmanlar sırasında bazen öyle bir an geliyor ki çok zorlanıyor insan ama devam ettiğinizde zorlukla başa çıkmış oluyorsunuz. Kendinizle yarışmayı öğreniyorsunuz. Sağlam bir karaktere sahip oluyorsunuz. Kaliteli bir yaşam bana sevilen mesleği yapmayı, sağlıklı yaşamayı, dostlarla iyi vakit geçirmeyi ifade ediyor. Bunların hepsine sahibim; sporcu olduğum için çok mutluyum" diyerek yanıtladı. fenerbahce.org | |
|